A
* aaamad : ahmet
* aba : abla
* abdeslendin : abdest aldım, abdestliyim
* abim : aaabim, aabiciğim
* ahooo : eyvah
* ahooov : eyvah
* akas tukas : ağır aksak, yavaş yavaş
* akma : yapışkanlık yapan,bulaşan,yakadan düşmeyen....
* akşam garan^gısı : akşam karanlığı
* alaama : büyük taş, odun
* alan geçen : alıp gideyim
* alan gelen : alıp geleyim
* alagodum : aldım
* alça : alın
* almaaaacaaaan : almayacağım
* amcooolu : amca oğlu
* anamın^ bubamın^ halini görüyon : annemin babamın halini
görüyorum
* angalanmak : ağnamak (merkeplerin küllükte
sırtüstü yatıp sağa sola dönmesi)
* annaç : yan, yanım
* annacıma : yanıma
* anıtlamak : keskenmek, vurmaya kalkışmak
* ara yellerde dolanıp oturun : aralarda gezip duruyorum
sağda solda gezip-dolaşıyorum
* ara yellerde gıldırap yörüüüz :idare ediyoruz, geçinip gidiyoruz, gelip
gidiyoruz.....
* aaaşam garan^ısı : akşam karanlığı
* aaazına alamayın : ağzıma alamıyorum
* ayiçi : zakkum
B
* baaaça : bahçe
* baaarınıyo : bağırıp çağırıyor, çırpınıyor
* bag bi : buraya bakarmısın
* bağrıp çığrıyo : bağırıp çağırıyor
* bah^aaaayır : bakıyor
* bakı bakı veee : bak, hemen bak
* bapıç : papuç, ayakkabı
* baraber : beraber
* basaladı : hızlandı
* basalaya galdın : gaza bastım, yüklendim, ayağımı gazdan çekmedim
* bazlamba : bazlama
* bene : bana
* ben gelmeeeceeen : ben gelmeyeceğim
* bene bag : bana bak, bana bakarmısın
* beni saylamıyo : beni saymıyor, beni takmıyor
* beslegi : besleme
* bi dosluh^ : bir kişilik, bi kişiye yetecek kadar.
* biseeell : biraz, azıcık, az ile çok arası
* booorda : burda
* bööör : böğür
* bööörüne bi alaama vurarsam! : böğrüne koca bir taş
vurursam! koca bir odun
vurursam!
* böööörek : böbrek
* böyün : bugün
* böööön : bugün
* bubam : babam
* buba : baba
* buçukla : yarım kile, bir şinik
* budaaacaaan : budayacaksın
C
* caydım : vazgeçtim, usandım, bıktım
* cevelan : girişken, atik
* cepceeeezinde durup oturur para : parası cebinde durur
* cıbıdık cıbıdık : suda yüzerken veya oynarken çıkan ses
* cırlaaa : cırcır böceği, ağustos böceği
* cıvıldaaayi : civildiyor, cıvıldıyor
* cıyır cıyır : özene bezene, itina ile
* cipi : civciv
* cikin : çirkin
* cikin şe : çirkin şey
* cilbirini toplamak : önlemini almak, işi sıkı tutmak, tedbirli olmak
* cimciriyor : cimcikliyor
* cinner başıma aaayo : cinler başıma toplanıyor
* civir civir delindi : delik deşik oldu
Ç
* çakal armut : taş armudu
* çagıçagı verir yumruğu : hemen basar yumruğu
* çalba : kaynatılarak içilen bir çeşit çay, çay otu (?)
* çikin : çirkin
* çikin şe : çirkin şey
* çoooğra : çorba
* çöööreeeoootu : çörek otu
D
* dagıdagı verir yumruğu : hemen basar yumruğu
* daral geldi : sıkıntı bastı, bunaltı geldi
* dallanıp duru : sallanıp duruyor
* dallı : ada çayı
* deeeceeen : diyeceğim
* debbekdübbek : salak,çatlak,gerzek vs.
* delimin^ : delimisin
* den^gilmek : dirseğe dayanarak yatar
gibi oturmak
* dere işlenik deeeldi : dere yatağının etrafı yapılmamıştı, etrafına
duvar örülmemişti.
* deyiii : diyor
* dizlemek : diz üstü oturmak, dizi büküp oturmak
* dığan : tava
* dılladımmıydı : dalıma alınca, dalladığım zaman
* dıkım : lokma, ekmek lokması
* dıkı dıkı veee : ağzına çabuk çabut at, çabukça ye
* dıkız : eksik, az
* dıkız gitmek : az gitti, eksik kaldı
* dıngırıyoz : bekleyip duruyoruz
* dışdan : masrafsız, ücretsiz, para ve emek
harcamadan, beleş, havadan
* dikelmek : ayakta durmak
* dirişdi : dirildi, canlandı
* diş köllesi : diş hediği, buğday, fasülye,nohut gibi bakliyat
ile yapılıp üzerine acı biber,toz biber, turşu eklenerek
yenen bir yiyecek çeşidi, aşurenin tuzsuz hali
* domarır : ağacın patlayacak, yapraklanacak hale
gelmesi, yeşermeye başlaması
* dökülegalsın^ : öyle olumu? olduğu gibi kalsın vb. bir bıkkınlık
ifadesi
* dölensin^ dursun^ : dolansın dursun
* durarmısın! : dururmusun!
* dura go : dur, bekle
* duro : dur, bekle
* durooosun^ : biraz dursun, beklesin
* duroooosana bi : bir dakika dursana, biraz dursana
* durup duruuulaa : duruyorlar
* durup durudu : duruyordu
* düreliyedim : dürüyordum, katlıyordum,
* düşeyazdın : düşecektim, tökezledim
E
* efir efir esiyo : serince, güzelce esiyor
* efil efil : serin serin
* elmalılımın? : elmalılımısın?
* elibelinde : bir yere destek olması için
dayak vurulması
* endeeeni : önündekini, önündeni
* endeee : gösterilen her şey
* endere : oraya
* enderesi : yanın, bulunduğun yer
* enimgonum : acele etmeden, usul usul, yavaş yavaş, fazla
umursamadan
* en^si : odun
* erezil : rezil
* ese : isa
* eselmek : büyümek
* eselmedi : büyümedi
* eslendin : seslendim
* etekleri tutaştı : etekleri tutuştu
* ev yazıyo : ev döşüyor
* evciklenmek : paniklenmek, pimpiriklenmek
* evdeyin deeeyi : evdeyim diyor, kendisinin evde olduğunu
söylüyor.
* evi buz gibi : evi tertemiz, düzenli, bakımlı
F
* fellik fellik : yana, yana feldir, feldir
* fir fir esiyo : serince, güzelce esiyor
* fisil : filiz
* fiskirmek : fışkırmak, gür olarak çıkmak
G
* gaaalesiz : kaygısız, tasasız
* gaaari : artık
* gaaari ben gelmeeeceeen : ben artık gelmeyeceğim
* gaaava : kahve
* gaaava içceeen gaaari : kahve içeceğim artık
* gaca : iki kişilik testere
* gacaralı^h : işi üç
kağıtçılıkla,usulsüzce,alavere-
dalavere ile halletmek
* gacaralığı yoh^ : kötülüğü, hile-hurdası, sahtekarlığı, şernazlığı
yok, iyi biri
* gabirlik : mezarlık, kabristan
* ganaaare : sahtekar, pis, yaramaz adam
* gan ediyo : çok sıkıntı veriyor, yoruyor, üzüyor
* gan üuuurünüp gide : kan akıp gidiyor,
* gan^ırmah^ : vücudu diremek,
* gapadem mi? : kapatayım mı?
* gapbe : kahpe
* garabasaggidiyon : idare ediyoruz,şöyle böyle geçinip gidiyoruz
* gar oynamaaa gidiyon : kar topu oynamaya gidiyorum, karda
oynamaya gidiyorum
* garyaaadı : kışın satılan bir armut çeşidi
* gattım : koydum, ekledim
* gattım çantanın içine : çantaya koydum
* gavurgaç : kavurga
* gayarlıyor : küfrediyor, hakaret ediyor
* gayiş aşırmah^ : sözünde durmamak, kayış yarmak
* gaza basalaya galmış : gaza iyice basmış, gaza
yüklenmiş
* geçimini bozayazdı : geçimni bozuyordu, bozacaktı, bozdu.
* geçivdin^ : geçtim, geçip gittim
* geçirigeçiri verir gafayı : kafayla suratına vurur döver
* gele go : gel, yavaş yavaş gel
* gelooomuş : gelmiş, baktımki gelimiş
* gelimin^ gelmemin^ : geliyormusun gelmiyormusun
* geliveren : geleyim
* geloooren deme : geleyim deme
* getirip gelen : alıp geleyim, alıp getireyim
* getir gel : alda getir
* getsin : gitsin
* gettik : gittik
* getirivürceeen : getireceğim
* gelmeeeeceeen : gelmeyeceğim
* gitmeeeceeen : gitmeyeceğim
* gezek : sığır sürüsü
* gıcırı bükmek : acele etmek, dört gözle, heyecanlıca
çabalamak
* gıldırak : koyun ve keçilerin boynuna takılan bir çeşit
küçük zil, çan
* gıldıramak : gezelemek, gezinmek, bir işle meşgul olup uğraşmak, oyalanmak
* gıynaşıg : hafif açık, aralıklı (kapının az açık,aralıklı
kalması)
* gıyın^ gıçın : yavaş yavaş, çekinerek, utanarak
* gızılladı : kızdı
* gidooo : git
* gilik : çekirdek, meyve çekirdeği
* gocaaarı : koca karı, yaşlı kadın
* goyuver ora : oraya bırak, koy oraya
* goyuver hora : oraya bırak, koy oraya
* görüvern deee : göreyim diye
* götüü gel : alda götür
* götleyerek gitmek : hoplaya zıplaya, oynaya oynaya, sevine sevine gitmek
* guz : hiç güneş görmeyen yer, bundan dolayı
dasoğuk olan yer
* gum oynuyo : kumda oynuyor
* güver-göver : kıska (kuru soğanın küçüğü)
* güz gööölemesi : güzün doğan oğlak
H
* hadi ben gittin : ben artık gidiyorum
* hacı uuullama : hacı uğurlama (hacca gidenleri
yollamaya veya ziyarete gitmek)
* hacı uuuratma : hacı uğurlama (hacca gidenleri
yollamaya veya ziyarete gitmek)
* halazalanmak : dövmeye çalışmak, yumruk
atma noktasına gelmek
* haram yaptın : hırsızlık yaptım, harama girdim
* haran^ı : kazanın küçüğü, tencerenin büyüğü
* ha varive ha : olacak şey değil, öyle şey
olmaz, olamaz, imkansız....
* hayat : kapı eşiği
* hayıt : sepet örülen, zakkuma benzer bir bitki
* hayıt deeeneee : hayıt değneği
* hıştınma : bırakmak, vazgeçmek
* hışırın^ çıkıyo : çok yoruluyorum,bitkinleşiyorum,haşadım
çıkıyor
* hindi : şimdi
* hora geçmek : çok iyi olacaktı,mükemmel olacaktı
* hooorda : orda
* hooordan çay geti gel : şurdan, (ordan) çay getir
* horcığa : şuraya
* hotduraz : sert davranan, sert konuşan, kaba-saba,yontulmamış
* höööle : şöyle
* hötde : ileride, karşıda, biraz uzakta, ötede
* hötden höte : uzaktan uzağa,geriden geriye, öteden öteye
* hu tarafa bakıyen ni? : 1-şu tarafa bakayım mı? 2-şu tarafa
bakıyormusun?
* hunda : şunda
* hura go : şuraya koy
* hura bak hura, balığa hööööle dolanıp oturuyo : şuraya bak balığa öyle
dolanıp duruyor
I
* ılgınlık : bataklık, kamışlık
İ
* içim çilendi : kaygılandım, acaba sonunda kötü bir şey
olurmu diye korktum, endişelendim
* ikili : 2 yaşında
* ilendin : beddua ettim
* ilenmek : beddua etmek,
* ilistir : kevgir (sıvı gıdaları süzmek için kullanılan
gereç)
* ilknamaz : yılın ilk kandil gecesi
* ingeeeg ingeeeg : ıngaaa(bebek ağlaması için söylenen bir söz)
* inivii çıkıvii : in çık in çık
* ispitler : ispiyonlar
* işgillenmek : şüphelenmek, içine kurt düşmek,
telaşlanmak ( yok yere işgillenme : boş yere, yok
yere telaşlanma, içine boş yere kurt düşürme, boş
yere şüphelenme)
* işgilendin : telaşlandım, şüphelendim, boş yere içime kurt düştü...
* iş kesmek : zorlamak
* işin^ gulpundan duttu : işin ucundan tuttu, işe başladı
* iymin : iyimisin
K
* kaktırdı : itekledi
* kaldıları : seçildikten sonra kalanları, seçintileri
* kavak : çınar
* kaykılmak : vücudu diremek
* kıtdak kıtdak : kıtır, kıtır
* kile : 3 - 3,5 kiloluk bir ölçü birimi
* kelete : ağacın diplerinden çıkan fazlalık çalı-çırpı
filizleri (dibinin keletesi : ağacın kendi kökünden
çıkan çalı çırpısı)
* kepenek : çobanların dağda giydiği kalın kaban
* keyindi : giyindi
* keysin^ : giysin
* köken : bitkinin kökü
* kömüş : camız
* köşk : dört direk üstüne ağaç kapatılarak yapılan, kenarı korkuluklu, üzeri düz oturma yeri
* kötelek : yuvarlak,topak,kısa,tombul
* kötelecik : yusyuvarlak, topacık
L
* layyn : kadının kocasına seslenme şekli, sözü
* lugga : yoğurt doldurularak yağ çıkarılan gereç (yayık)
M
* marketdemin^din^? : markettemiydin?
* maytap laflar : ilginç, tuhaf, matrah sözler
* menekiş ağacı : mercimekten biraz daha büyük, ham iken
kırmızı, olgunlaşınca yeşilimsi meyvesi olan bir
ağaçtır. Çitlembik ve kenevir de derler. iç bölgelerde
ki melengiç ağacıdır.
* misir : mısır
* mısavır : misafir
* mısırga : hindi
* mıymıylamak : ağlar gibi yapmak, susmamak
* muşmak : şapka teleği
* muşmula : yenidünya
* müraaayi : kendine yakışanı
yapmayan, yakışmayanı yapan, kendini
bilmez, gıcık, yalaka, cins
* müraaayilik yapmak : 1-riyakarlık yapmak,
2-tenezül etmemek, 3-hava atmak
* müsür : mısır
N
* naaal : nasıl
* naaal oldu : nasıl oldu
* ne naaal itciiin : ne yapacaksın
* nassın iymin : nasılsın iyimisin
* nıyaptın : ne yaptın
* nişledin : ne yaptın, ne işle meşgul oldun
* nişliyin : ne iş yapıyorsun
* ni geliri va? : ne geliri var? geliri ne kadar, ne kazanıyor.
* ni bene : bana ne,beni ne ilgilendirir
* nibene, ni bubama : ne bana ne de babama
* nikoda ossa : nede olsa
* neyitceeez oğlun orlarda, neyitceeez? giden de çay
içen : ne yapacağız oğlum oralarda, gideyim de
çay içeyim, gidelim de çay içelim
* neydiyon vıy : ne yapıyorsun
* neydiyon voyyn : ne yapıyorsun
* neydiyon layyn : ne yapıyorsun
* ne ara geldin : ne zaman geldin
O
* ordadım : oradaydım
Ö
* öoookeleşdin : öfkelendim, sinirlendim
* ölgülük : baş sağlığına gitme, taziye
* öldüreyazdı : öldürecekti, öldürüyordu
* ölegomuş : ölmüş
* ölesek : ölmeye yüz tutmuş,cansızlaşmış,
cılızlaşmış.
P
* paran garışsın : paran nasip olsun
* patadah^ : aniden, birdenbire
* paytag paytag : 1-çap çap 2-geniş geniş
* paytag paytag goşuyo : çap çap koşuyor
* pooortıkal : portakal
* pıyynar , piyynar : makilerin içindeki dikenli ağaç, pelide
benzer, gürgen gibi sağlam bir ağaç türü ,bitki balta , keser sapı yapılan sağlam bir ağaç
* pisi : kedi
* püren : yere dökülüp kurumuş çam yaprağı
R
S
* saaacak : yemek yaparken üzerine tencere konulan
üç ayaklı demir
* saaacah^ bacaaa : sac ayağı
* sal : bırak, gönder
* samra : hayvan gübresi
* samranın üstüne fişil fişil yağdı : gübrenin üzerine iyice, hışır hışır, çisil
çisil yağmur yağdı
* santır : satır
* saylamah^ : saygılı davranmak
* sazak : mersin bitkisinin bir çeşidi
* selvi : kavak
* senmin^? : sen misin?
* sen beni çarpaman : sen bana çarpamazsın (arabayla)
* sebikledin : sendeledim, tökezledim, düşecek gibi
oldum, nerdeyse düşecektim
* serkittim : sıçrattım, fışkırttırdım
* serpilder : rahatlar
* sıcaaala : sıcak, sıcak ile
* sıcaaala - soğuuula : sıcakla, soğukla
* sırnaşmak : zırtabozluk etmek,yırnaşmak,sırtaplaşmak
* sinleniyor : gizleniyor, saklanıyor
* sivişmek : çaktırmadan gitmek, yavaşça göz önünden
kaybolmak
* seyit (seğirt) : koş, koşmak (seyirt)
* seyidiyon : koşuyorum
* sooocak : soğukça
* sooocuk : soğuk, soğukça
* soğucuk su : soğuk su, soğukca su
* soğuuula : soğuk, soğuk ile
* sööer sier : söver sayar
* söooop siyyo : sövüp sayıyor
* susuradın : susadım
* su çiledi : yufkaya su serpmek, süpürge ile su serpmek
Ş
* şaşaladın : şaşırdım
* şeftah - şefte : siftah
* şergeze : haylaz, yaramaz
* şıbıdık şıbıdık : suda yüzerken veya oynarken çıkan ses
* şıngırak : cıngırdak
* şımşırık : ıpıslak, baştan ayağa ıslanmak, cımcılık
* şirlengiç : az az, şırıl şırıl akan su
T
* tavsıttım : atlattım, uyuttum
* tokat : sahipsiz hayvanların toplandığı yer
* teeenel-tehnel : defne
* tehveriyon : kendimi deniyorum,kendi kendime
düşünüyorum
* tıngıllanmah^ : surat sallamak,canı sıkılmak
* tiriggen : sincap
* titirti : titreme
* tomarmış : ağacın yapraklanmaya başlaması
(patlaması)
* tutaşmak : tutuşmak (etekleri tutaştı: etekleri tutuştu)
* tün^le : atla, zıpla
U
* uda urda dursun^ : o da orda dursun
* uuuradın : uğurladım, yolladım
* uuuuratmak : uğurlamak, yollamak
* uuuradı mı? : 1-yolladı mı? 2- hareket etti mi?
* ulaaaa : eyvah
* usgar : kundura, deri ayakkabı
* usgar babıcı : deri ayakkabı
* usturuplu : düzgün,tertipli
Ü
* ünledin : seslendim, çağırdım
* üçlü : 3 yaşında
* ütme : mısır
V
* vıy : yav, yahu
* voyyn - voayyn : kocanın hanımına seslenme sözü, şekli, bir
çeşit hitap şekli
* vurarım : vururum
Y
* yaamur çiliyo : yağmur çiseliyor, hafif hafif
yağıyor
* yabana gitmesin : israf olmasın, boş yere atılmasın
* yannıg : yoğurt doldurularak yağ çıkarılan gereç
(yayık)
* yargın : sırt
* yayfalıyo : sendeliyor, yalpalıyor
* yaz gööölemesi : yazın doğan oğlak
* yazooon^ : yazın
* yemek yemekten caydım : yemek yemekten usandım, bıktım.
* yericiiinde oturuuu : yerinde oturuyor
* yorgu daşı : yuvak taşı
* yok yere işgillen me : boş yere telaşlanma, içine boş yere kurt
düşürme
* yol dayar mı? : yol dayanır mı?
Z
* zaraf : sarraf
* zuva : sıva
* zırg : sırf, sadece
* zır gitti : tümden gitti, hepsi gitti
* zingildemek : fingirdemek, rahat durmamak
Eraltan MERSİN